ibrahim Sadri - Kirmizi Araba
Yükleyen sayit
Ve aslında ben satırlarca yazsamda şiirin yaptığı etkiyi yapmicak.Ben anne olunca öğrendim ki,insan eğer yaşamak için bir sebep sadece bir sebep arasaydı kendine evladının gözlerinin içine bakması yeterli olurdu.Bütün malınızı,sağlığınızı,canınızı,kanınızı,nefesinizi istesin de vereyim diyosunuz anne olunca.Eminim ki babalık da böyle bişey.İşten eve dönerken belki son minibüs paranızı onun sevinç çığlığına verebilirsiniz hiç düşünmeden.Yaşam artık "onun için yaşamak"olur herşeyden önce.
Düşünün ki nefesinizi söküp vereceğiniz çocuk sizden arkadaşının yediği yemekten istiyo.Ama alıp yapıcak paranız yok.Arkadaşının ayakkabılarını gösterip ağlarken,çaresiz başka masallar anlatıyosunuz.O arkadaşının ayakkabıyı eskitip,ucunu patlatıp,kenarını yırtıp bir maçta yenisini istediği zaman annesinden,annesinin size vermesi için dua ediyosunuz.Biraz mırıldanır çocuğunuz ama siz bi güzel yıkar diker yeni olmasa da yeni gibi yaparsınız ayakkabıyı.Hem bu ay daha fazla temizlenicek ev bulursanız yenisini de alırsınız evladınıza.
Ne zaman bu kadar hissiz aç gözlü insanlar olduk bilmiyorum.Ne zamandır Rabbena Hep Bana der olduk.Eskilerimizi bile vermeye korkar olduk.Malımıza,mülkümüze,paramıza hayatımızı sıkı sıkıya bağlar olduk ne zaman?Ben yoksulluk görmedim çok şükür.Ama yoksul bir aileden geliyorum.Dedem zamanının hatırı sayılır zenginlerindenmiş.Dedem ve amcamın yaptığı silahlar konuşulurmuş heryerde.Babam ben silah yapmak istemiyorum okumak istiyorum diyince evlatlıkdan reddetmiş.Yatılı okullarda kalmış hocalarının yardımıyla okumuş.Bazen anlatır arkadaşlarının aça aça minick olmuş kalemlerini çöpe atınca nasıl gidip aldığını,onlarla yazıp,okuduğunu.Daha sonra hocaları elinden tutmuş ihtiyaç olduğu zaman çağırmışlar öyle öyle okumuş mesleğini eline almış.4 tane çocuğu olmuş iki meslek yapmış.Annemle beraber canla başla çalışmışlar çocuklarını büyütmüşler,yetiştirmişler çok şükür.Zeytinin bizim evde özel bir yeri vardır.Annem,babam ve iki ablam için.O zamanlar babam zeytini bakkalın gazeteden yaptığı küçük külahlar içinde alırmış.Ablamlara da "yarım yiyin midenizi yakar"dermiş çabuk bitmesin diye.Ablamların arasında bir yaş var ikisi de çocuk o zamanlar.Korkar yarım yarım yerlermiş zeytini.Kardeşim ve ben zeytinin çeşit çeşit olduğu zamanı gördük soframızda.Ben bir anneyim şimdi ve onları daha iyi anlıyorum artık.
Babam bazı akşamlar eve geldiğinde anneme,"kızlara ikişer kat kıyafet ayır gerisini yıka,ütüle paketle öğrencilere götürücem,eski olmasın sakın"derdi.Annem kıyafetleri toplarken ablamlar ağlarlardı "daha giymedik bile biz" diye.Daha çok küçüktüm ben ve biz yeni yeni durumumuzu toparlıyoduk.Evimizin tam karşısında MEB in kız yurdu vardı.Haftada en az iki kere ordan öğrenci kızlar misafir olurlardı soframıza.Onların olmadığı zaman üniversiteli öğrenci abilere büyükce sofralar dizilirdi.Cerrahpaşa çocukda okuyan bir abiye ingiltereden eğitim için davetiye gelmişti birgün.Akşam babam eve aldı geldi abi ağlıyo "hocam bu benim hayatımın fırsatı ama bilet param yok gidemicem"diye.Annesi,babası Konya'da karşılayacak durumları yok.Ağbi ağlıyo babam ağlıyo.Ağbi evden ayrılırken babam yarın akşam gel sen bize gene dedi.Ertesi akşam abi geldiğinde yemekten sonra oturdular."gidiyosun Fahrettin al bu bilet paran sen okicaksın,bu da harçlık sana yüzümü kara çıkarma oğlum"dedi.Fahrettin abi babamın ellerine kapandı "Hem hocamsın,hem anamsın,hem babamsın"diye ağlıyo.O ağlıyo babam ağlıyo yerde oturmuş izleyen ben ağlıyorum.Benim babam imam.Kendi memur maaşından çekmiş ogün,cemaatini dolaşmış Fahrettin abi için para toplamış.O gittikten sonrada anneme bu ay biraz sıkışıcaz ona göre dedi.
Fahrettin abi şimdi büyük bir sağlık şirketleri topluluğunun kurucusu ve yöneticisi.Babamın burs verdiği diğer 3 tane öğrencisiyle birleşip sağlık şirketi oluşturdular.İstanbul'un en iyi hastanelerinden 4'ünü onlar kurdular ve yönetiyolar.Babam benim maaşım bana yetmiyo diye açgözlülük yapmadı hiç bir zaman.En kötü zamanlarda bile Allah'ın kendine verdiğinden o da başkalarına verdi.Arkadaşlarının çöpe attığı kalemlerle okuyan çocuk memur oldu.Jelatin kesti kazandığıyla esnaflardan birinin dükkanında küçük bir tezgahta kendi mallarını sattı.Daha sonra kendi dükkanını açtı,kendi konfeksiyonunu açtı vs vs.Ama hiçbir zaman "onlar malarından verdikleri zaman kendilerini zararda görürler" ayetindekilerden olmadı.Annem hiçbir zaman onlara vericeğine eve şunu al,ben bunu giymek isterim demedi.Ve babam 2,3,5,10 derken sayıları devamlı artan üniversiteli gençlere burs yetiştirebilmek için vakıf kurdu.Yüzlerce burs verdiği öğrencileri var.Ve yüzlerce okumuş mesleğini eline almış,Türkiye'nin bir çok şehrinde görev yapan öğrencileri var.Babam hala onlarla konuşurken,gelen mektupları okurken ağlar.Öğrencilerinin babama hocam diyişlerini gördükçe babamın sevgisi kalbime,yere göğe sığmıyo.Böyle bir adama layık olamadığımı düşünürüm hatta.Babamın çeyreği olmak isterim hep.
Ben de şimdi elimden geldiğince yardımcı oluyorum çevreme.Birilerine el uzatmak için açlıktan ölüyo vaziyetine gelmeleri gerekmediğini biliyorum.Hayat şartlarının dengesizliğini,canı çıkana kadar çalışıp eve bir kuru ekmek götürenin yanında,onun yarısı kadar yorulmayıp cebinde iki tane o işçiyi çıkarıcak parası olanın aynı yollarda yürüdüğünü biliyorum.Önce ailemden sonra komşumdan meshul olduğumu biliyorum.Bana verilenin mutlaka paylaşılıcak miktarı olduğunu biliyorum.İstiyorum ki ben babama-anneme nasıl hayransam,nasıl onun yarısı olabilsem diyosam benim çocuklarımda beni böyle görsün.Çocuğumun "öyle pintidir ki çöpünü vermez kimseye lanet olasıca" diye hatırladığı,utandığı bir anne olmaktan korkuyorum.Ben nasıl çocuklarıma yetiyosam başka annelerde yetsin istiyorum.
Hiç bişey yapamıyomusunuz.Evde bir kumbara yapın kendinize.Bozuk para kumbarası.Marketten,pastaneden,ordan burdan cebinizde şangır şangır öten bozuk paraları atın kumbaranıza.1 milyon,500bin gözünüze çok geliyosa 100liraları atın.Bir süre belirleyin ve bir amaç.Mesela 6 aylık bir süre biçin.6 ay sonra burdan çıkan parayla bir çocuğa kazak alınıcak diyin.Veya mahallenizdeki ihtiyacı olan bir eve erzak.Bunu da mı yapamadınız.Çantanızda çikolata,şeker gibi bişey taşıyın.Ama mutlaka taşıyın.Sizin küçümsediğiniz çikolatanın parasını çocuğunun eksiğini almak için kenara koyan biriktiren evler var.O evlerin çocuklarına verin çantanızda ki çikolatayı,şekeri.Ve ne olur unutmayın,birinin ihtiyaçlı olması açlıktan ölüyo olması demek değil.
Bu sene blog hareket günü konusu yoksulluktu.Tüm dünyada blogcular bugün kendilerince yoksulluk adına bişeyler yapıcaklar.Kimisi yazı yazıcak benim gibi,kimisi ingilizce olan canlı yayında yoksulluk adına kelamlar edicek,kimisi çizicek,kimisi reklam gelirini bağışlicak.Herkes elinden geleni yapıcak kısacası.Siz de umarım bu yazıyı okuduktan sonra en azından düşünürsünüz.Daha sonra harekete geçerseniz de ne mutlu size,bize tüm insanlığa :)
9 yorum:
dinlemistim bunu ne huzunlu :(
ve ihtiyac sahibi ne cok insan var bizde esranin anisina kutuphane icin hareket baslattik herkes bir kitap gondericek bloglarimizda bunu duyuruyoruz herkes birilerine yardim etse eli uzandigi kadar hic ihtiyac sahibi kalmaz ama nerde bizde o yurek
Canım arkadaşım şiir senin yazını yanında hiç kaldı.O kadar duygularak okudum ki ağladım.Baban gibilere helal olsunhep var olsun.Söylediklerin o kadar doğru ki söyleyecek sözüm yok.biraz daha duyarlılık.
Bu konuyu açmak için baban ve çocukları seçmen güzel olmuş isabetli bir karar ve yazı çok güzel pericik..
Umarım bu 15 Ekim yoksulluk konulu yazıları dikkate alan birileri olur..
Sevgilerimle.
İnan içim titreyerek okudum yazını. İnşallah bugün gerçekten ihtiyaç sahipleri için birşeyler yapabiliriz. İnşallah...
Ne kadar duygulanarak okudum.
Yazında çok güzel olmuş.
Herkes birbirine yardım etse dünya nasıl olurdu.
Sevgiler.
ben ne diyeyim şimdi, bilemedim perianne..nasıl bir babanın kızı olduğunu anlıyorum yazıdan.nasıl samimiymiş ki sizinde yüreklerinize işlemiş..Allah babana hayırlı sağlıklı uzuuun ömürler lutfetsin.biz eyyam içindeyken kaç annenin yürekleri çığlık atıyor.hoç mevlam kabul ederse tabii ki birşeyler yapmaya çalışıyoruz ama elimizden gelen bu değil.daha fazlası..hani derler ya bi sadaka vermek için şeytanın sakalından 70 tüy koparmak lazımmış..inşllh yolacağız sakallarını )cumanı tebrik ediyorum.hakkı söyledigin için seni tebrik ediyorum.yüreğim taşarak gidiyorum.
anaperi dana peri diyeyim sen anla :)ama dövme beni :)
bak eklemezsen parçam pinçik ederim haaa
Hello. And Bye.
Bravo, your idea is useful
Yorum Gönder