23 Şubat 2009 Pazartesi

Peynirli Çıtır Börek

Selam ey okuyucu kitlesi :)
Çok düşünceli bir blogger olarak sizlere çok pratik,çıttır çıttır,pek leziz bir börek tarifi veriyorum bugün (aslında tamamen kendi tarif defterime hizmet ediyorum :D ) Böreğin şöyle de güzel bir yanı var ki;boş vaktinizde sarıp dondurucuya atabilir habersiz çıkıp gelen misafirlerinize buzluktan hemencecik çıkarıp pişirebilirsiniz.Misafirlerinize"Enem ne becerikli hatun iki dakika da börek yaptı bize gördün mü kız?"dedirtmek suretiyle de gururlan salım salım salınabilirsiniz :)) 
Milföy kadar gevrek,çıttır çıttır,Milföyün 1/10'i kadar hafif olan böreğimizin tarifi şöyledir ki ;
Malzemeler:
4 yufka
200 gr beyaz peynir
100 gr margarin
1 yumurta sarısı
Hazırlanışı:
Yufkaların birini tezgahın üzerine komple seriyoruz.Margarini eritip ince bir tabaka olucak şekilde yufkaya sürüyoruz.Üzerine İkinci yufkayı da açıp onu da margarinle yağlıyoruz.Bu üst üste yufkalardan 12 parça çıkacak şekilde yufkayı önce dörde,daha sonra bu dört büyük parçayı 3'er 3'er kesiyoruz.Yufka parçalarının geniş kısmına ezdiğimiz peyniri enlemesine seriyoruz.İsterseniz peynir harcının içine maydonoz da koyabilirsiniz bizde kendileri yenmediği için ben koymuyorum.Geniş sigara böreği sarar gibi sarıyoruz.Bütün yufkalar bitene kadar aynı işleme devam ediyoruz.Fırın tepsisini yağlıyoruz.Sardığımız börekleri içi su dolu bir kaba batırıp çıkarıyoruz.Hafif sıkıp su damlamamasını sağlıyoruz ve tepsiye diziyoruz.Böreklerin üzerine yumurta sarısını da sürüp 175 dereceli fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.Çıttır çıttır börekleri ıscak ıscak mideye cukka ediyoruz :))
Posted by Picasa

5 Şubat 2009 Perşembe

Araba Tutkunlarına Pasta :)


Pastanın aslı ve daha yakışıklısı butik pasta ustası Ayşe'ye ait:)Benim pasta çırak işi oldu ama güzel oldu beahh :)

Bu pastayı babamın arabasını kaçırıp gecenin bi vakti İkitelli'de araba yarışlarına katılan kardeşcağızımın doğum günü için yapmıştım :) Yapalı epeyce bir zaman oldu tabii ama yayınlamak şimdiye kısmetmiş. Pastamız kakaolu pandispanya arasında muz, damla çikolata ve antep fıstığından oluşmaktadır :) Pandispanya tarifi için buraya tıklayın lütfen :)
Efenim gel gelelim yeni mim konumuza.Mimimiz çilekli hatundan.En sevdiğim şair ve şiirini yazmam isteniyor.Şiiri çok severim oldum olası.Az şiir ajandaları eskitmedim.Sevdiğim şiirleri bir ajandaya yazıp saklamak yetmez aynı zamanda da ezberlerim o zaman sanki bir bakıma sahiplenmiş gibi hissediyorum şiiri.Sanki daha benden bişey oluyo şiir.Şiirleri çok sevdiğim için sevdiğim şair de çoktur tabi ki :) Necip Fazıl, Mehmet Akif, Nurullah Genç, Arif Nihat, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Ümit Yaşar Oğuzcan, Abdurrahim Karakoç, Atilla İlhan derken uzar gider bu liste.
En az şiir okumak kadar dinlemeyi de severim ama.Bedirhan Gökçe, Seyfullah Kartal, İbrahim Sadri, Sacit Onan, Semih Segen okuyuşlarını çok beğendim kişilerden birkaçıdır.Ben size en çok sevdiğim şiirlerden sadece ikisini paylaşayım malum hepsini paylaşamam şuncacık sayfada :) ama size bir güzellik yapayım ki şiiri okurken aynı zamanda da ustalardan dinleyin ;)

Siyah Gözlerine Beni De Götür
siyah gözlerine beni de götür
daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşuşun başlangıcında
biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür
artık bu yerlere sığamıyorum
pembe uçurtmalar yollandığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asûdeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
erzurum garında banklar üstünde uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor;ben kalıyorum
binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp
sana ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor; ben gidiyorum
bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların korku tûfanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat, ayrılığın boynunu vursun
usul usul intizârı çürüten bu hercai diken
bu çılgın arzu sürüklüyor imkânsız muştuların eşiğine gönül vâdilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefâsız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür

Nurullah Genç


Mona Roza

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
Sezai Karakoç
Bu mimi anneperi kime paslar? Ninoma paslar,Leyya'ya paslar,Zerrin'e paslar,Kayhanoviç'e paslar :)
Posted by Picasa